Aura (Hale)

1 yorum

Aura Nedir ?

Aura yaşayan bütün canlıların vücudunu çevrelediğine inanılan elektromanyetik alana verilen isimdir. Vücudumuzda bulunan 7(yedi) çakramız aslında auranın içinde bulunur. İnsan vücudunun 4(dört) bedenden var olduğunu inanılır. Bunlar zihinsel beden, ruhsal beden, duygusal beden ve aura dediğimiz eterik bedendir.
Dış etkenlere bağlı olarak gelişen üzüntü, stres, düşünceler ve herhangi bir fiziksel rahatsızlık direk olarak eterik beden olan auramızı etkiler. Böylece rahatsızlıklardan auramız hasar görür ve bazı çatlaklar oluşur. Yani auramız ne kadar güçlüyse hastalıklara yakalanma olasılığımızda o kadar düşer.
Auraları en rahat çocuklar görebilir. Hatta çizdikleri resimlerdeki her canlının etrafında farklı renkler görürsünüz. İşte bu renkler çocukların gördüğü auralardır. Büyüdükçe sıkıntı, alkol, sigara, iş ve okul stresi derken yavaş yavaş auraları görme yetilerimizi kaybederiz.



Aura


Auraları Nasıl Görebiliriz ?

Aslında aura görmek hiçte kolay bir iş değildir. Yukarıda da bahsettiğim gibi öncelikle vücudu ve zihni uyuşturacak maddelerden kesinlikle uzak durmamız gerekir. Et yemeyi azaltmalı ve sigaradan da uzak durmalıyız. Bunları uygulayabildiğimiz taktirde ''enerji sınırımız hissetme'' çalışmasını tekrar uygulayabiliriz. Enerjimiz ve Biz  Burada ki çalışmada ellerimizi birbirimize sürttükten sonra enerji sınırımızı hissederken aynı zamanda ellerimizin arasında grimsi bir ışık görürüz. Bu çalışmayı tekrarladığımız takdirde auraları görmeyi öğrenebiliriz.


Aura Renkleri ve Anlamları

Her canlının yaydığı enerjiye göre aurası farklı renklerde olabilir. Bu renkler bize auranın sahibinin kişiliği hakkında ip uçları verir. Örneğin;

Turuncu tonuna göre; gücü, cinsel isteği ya da egoistliği anlatır.
Kırmızı tonuna göre; kontrolsüzlüğü, pozitifliği, huzuru ya da kindarlığı anlatır.
Yeşil tonuna göre; kıskançlık, açgözlülük, asabiyet ya da uyumu, dengeyi, şifa enerjisinin varlığını gösterir.
Sarı tonuna göre; kurnazlığı, paraya düşkünlüğü ya da mantıklı hareket etmeyi anlatır.
Mor tonuna göre; ruhsal gücü, özveriyi, alçakgönüllüğü simgeler.
Siyah; karamsarlığı, mutsuzluğu, sıkıntıyı, pozitif olanı da negatife çevirmeyi simgeler.
Mavi tonuna göre; yaratıcılığı, dine bağlılığı, ilham kaynağı olmayı, içsel huzuru, sadakati simgeler.
Gri; karamsarlığı, umutsuzluğu, üzüntüyü, durgunluğu hayattan soyutlanmayı simgeler.
Kahverengi ise daha çok parayla bağdaştırılır. Çok çalışmayı, hırsı, açgözlülüğü anlatır.


Astral Seyahat Nedir ?

1 yorum

Astral Seyehat Nedir ?
İnsan fizik beden ve şuur beden olmak üzere birden fazla bedenin bir araya gelmesiyle oluşmuştur. Derin konsantre halindeyken şuur beden bilinçli bir halde fizik bedenden çıkıp başka bir boyutta varolabilir. İşte bu duruma Astral Seyahat denir.
Bu olaya inananlar kadar inanmayanlarda çoktur. Buna rağmen halen yurt dışındaki bir çok üniversitenin parapsikoloji kürsülerinde Astral Seyahat ile ilgili çalışmalar ilerletilmiş, hatta çözüm bulunamamış bir çok soruya bu teknikle cevaplar verilmiştir.
Hepimiz uyku sırasında rüya görürüz. Bu rüya görme, başta bahsettiğim şuur bedeninin fizik bedenden bir ya da iki karış uzaklaşması sonucu oluşur. Ancak uykuda olduğumuz için bu durumu göremez ve algılayamayız. İşte Astral Seyahatteki amaç iki beden birbirlerinde uzaklaştığında şuur bedeninin bilinçli olmasıdır. Astral Seyahat herkes tarafından yapabilir. Sadece bıkmadan sabırla çalışmakl lazımdır.

Astral Seyahat  http://parapsikolojim.blogspot.com/
Astral Seyahat Sırasında Neler Yaşarız ?
Astral Seyahat esnasında ayrılmanın oranına göre çok farklı deneyimler yaşayabiliriz. Bu deneyilerden bazıları sevdiklerinizi yanına gidebilmek, istediğini zaman istediğiniz yerlerde bulanabilmek hatta ileri ki aşamalarda farklı gezegenleri bile ziyaret edebilirsiniz. Üstelik şuur bedeninizi görünmez olduğu için siz ve sizin gibiler dışında kimse göremez. Çok ileriki zamanlarda bir arkadaşınızla Astral Boyutta buluşabilir ya da ölülerinizle görüşebilirsiniz. Her ne kadar kulağa çılgınca gelsede, böyle bir teknik gerçekten vardır. Hatta Piri Reis'in çizdiği haritayı bu sayede tamamladığı bilinir.

Astralin Tehlikesi Var mı ?
Astral Seyehat'in hiç bir tehlikesi yoktur. Çünkü beden herhangi bir tehlike sezdiği ya da düşündüğü an bile kendi fizik bedeninize ışık hızıyla ve aniden geri dönerseniz. Ayrıca en başta bahsettiğim bu iki bedeniniz arasında gümüş bir kordon olduğunu inanılır. Kimisi deneyimleri esnasında gördüğünü söyler, kimise de hiç bir şey görmediğini. Bu kordon asla kopmaz, sadece lastik gibi çektikte uzar. İşte herhangi bir tehlike esnasında bu kordon aniden geri çekilir. Yani diyebiliriz ki Astral Seyahat parapsikolojik deneyimlerin en zararsızı hatta emniyetlisi diyebiliriz.
Bunların dışında Astral Seyahat esnasında adrenalin hormunu salgılandığı için gereğinden fazla heyecan yaşayabiliriz. O yüzden büyük sağlık problemleri olanlara kesinlikle önermiyorum.
Son olarak Astral Seyahat sırasında başka boyuttaki varlıklarla karşılaşmamız olasıdır. Ancak bu olasılık herkes için geçerli değildir. Sadece kötü niyetle çıkılan, yani kendinize güveniniz eksikse ve deneyiminizi kolaylaştırabilmek için kendi gücünüzle değilde alkol gibi uyuşturucu maddelerle yaşamaya çalışır ve üstüne başarırsanız, gittiğiniz boyuttaki düşük frekanslı varlıklarla karşılaşmanız olası bir ihtimaldir. Ancak unutmamak gerekir insanoğlu evrendeki bütün varlıklardan daha güçlü ve daha üstündür. Bunu bilmek ve kendinize güvenmek sizin için en büyük silahtır.

Gevşeme ve Teknikleri

3 yorum
Gevşeme
Ruhsal güçleri geliştirme çalışmalarıyla ilgilenen pek çok insan gevşeme alıştırmalarının yapılan çalışmalar üzerindeki olumlu etkisini bilirler. Gevşeme, zihinsel, fiziksel ve duygusal enerjimizden geçici olarak uzaklaşmamıza denir. Hemen hemen bütün çalışmaların temel noktasında gevşeme yani relaksiyon çalışmaları vardır.
Gergin olduğumuz zamanlar sıkıntı duyarız. Bu da beraberinde vücudumuzun çok fazla adrenalin salgılamasına yol açar. Böylece yaptığımız hiç bir aktiviteden keyif alamaz, hiç bir işimizden olumlu sonuçlar elde edemeyiz. Eğer fiziksel olarak gerginsek, zihinsel olarakta dinginleşemeyiz. Bu nedenle gevşeme çalışmaları her zaman yapılan işten olumlu sonuç alınması vesile olur.

Gevşemenin Ruhsal Güçleri Geliştirmesindeki Yeri
Psişik güçlerle ilgilenen her bireyin çalışmalarına başlamadan önce gevşeyip, konsantre olması gereklidir. Çünkü özel ve iş yaşantılarımızın verdiği sıkıntılar beraberinde stresi getirir. Bu ayın ev kirası, faturalar, bitirmem gereken projelerim ya da ödevlerim diye düşünürken doğal olarak bir stres haline gireriz. Düşündükçe stres yaparız, stres yaptıkça adrenalin salgılarız. Bu da vücudumuzun çok daha hızlı derece adrenalin hormonunun çalışmasına neden olur. Çok fazla adrenalin ürettiğimiz zaman ise paniğe kapılırız. Paniğe kapılmak kadar özgüven sarsan başka bir şey yoktur. Özgüven, ruhsal çalışmaların olmazsa olmazlarındandır. Yapmaya çalıştığımız işi yapabileceğimize inanmak ve kendimize olumlamalarda bulunmak için özgüven gereklidir. İşte burada devreye gevşeme egzersizleri girer. Egzersizler sayesinde salgıladığımız adrenalin normale döner ve bu da sakinleşmemizi sağlar. Paylaşacağım gevşeme egzersizler pek çok kişi tarafından başarıyla uygulanıp, olumlu sonuçlar elde edilmiştir.


Gevşeme Egzersizleri
  • Eller-Kollar
    Sessiz bir yerde rahat bir koltuk bulun ve oturun. Odanın sıcaklığı sizi rahatsız etmeyecek derecede olalıdır. Yani ne üşümelisiniz ne de terlemeli. Kollarınızı, sırtınızı ve başını iyice destekleyin. Sakin olmaya çalışın ve yavaşça nefes alıp verin. Öncelikle gergin olan kaslarınızı gevşetmeniz gerekli. 
    Sağ elinizin yumruğunu canınızı acıtmayacak şekilde iyice sıkın, bir süre öyle kalsın. Sonra yumruğunuzu gevşetin. Bunu ani ve hızlı bir biçimde yapın. Ellerinize yayılan gevşemeyi ve kolunuza doğru yayılışını hissedin. Bir süre ara verip ara verip, yavaş yavaş soluk alıp verin. Aynı alıştırmayı sol kolunuz içinde uygulayın.
  • Omuzlar
    Daha sonra omuzlara geçiyoruz. Bütün dikkatinizi omuzlarınıza yoğunlaştırın. Eğer gergin olmaya yatkın biriyseniz, bütün gerginliğinizi omuzlarınıza yoğunlaştırın. Şimdi omuzlarınızı yukarı kaldırın ve bir süre öyle tutun. Omuzlarınıza ve boyunuza yayılan sıkışmayı hissedin. Daha sonra serbest bırakın. Gevşemeyi tüm bedeninizde hissetmeye çalışın. Düzenli bir bir biçimde soluk alıp verin.
  • Boyun
    Daha sonra boynunuzu geriye doğru itin, böylece boyun kaslarınız gerginleşecek. Çoğu gerginliğin merkezi boyun olduğu için bu bölgede bir rahatsızlık hissedebilirsiniz. Buradaki kaslarınızı gerin ve süre öyle tutun. Şimdi aniden gevşetin. Gevşemeyi hissedin. Yavaşça soluk alıp verin.
  • Yüz
    Şimdi bütün yüz kaslarınızı gerin. Dişlerinizi sıkın, kaşlarınızı çatın. Bir süre öyle kalın. Daha sonra gevşeyin. Gevşemeyi hissedeceksiniz. Yavaşça soluk alıp verin.
  • Karın
    Şimdi biraz daha aşağı inelim. Karın kaslarınızı iyice sıkın. Karnınızı içeri çekin. Olabildiğince incelin. Böyle kalın. Şimdi daha önceki gibi kaslarınızı gevşetin. Yavaşça soluk alıp verin.
  • Bacaklar
    Bacak kaslarınızı iyice gerin. Topuklarınızı yere doğru bastırarak kaslarınızı gerebilirsiniz. Aynı şekilde bacaklarınızı uzatıp, ayak baş parmağınızı kendinize doğru çekebilirsiniz. Böylece kaslarınız gerilir. Bir süre öyle tutun. Yalnız baldırlarınıza kramp girmemesine dikkat edin. Daha sonra kaslarınızı gevşetin. Bacaklarınıza yayılan gevşemeyi hissedin.
  • Soluk
    Şimdi bütün vücudumuz gevşemiş oldu. Sırada soluğumuz var. Bütün dikkatinizi soluk alıp verişinize yönlendirin. Soluk alıp verişinizi yavaşlatın. Bir dakikada yaklaşık 6 soluğa kadar düşürün. Yavaş ama düzenli soluk alıp vermeye yoğunlaşın. Bu gevşeme gerçekten iyi gelecektir.
Eğer bunların hepsi sizi zorlarsa, sesinizi bir kasete kaydedip kendi kendinize komutlar verin.

Yoga ve Türleri

0 yorum
Yoga Nedir ?
Yoga kelime anlamı olarak bir araya getirmek, bütünleştirmek demektir. Yogann 5000 yıllık geçmişiyle beraber ilk olarak Hindistan'da ortaya çıkmıştır. Yago düşünüldüğü gibi din deildir. Aksine kişinin inandığu ne ise o dine sağlıklı bir şekilde ulaşmanıza yardımcı olan bir çeşit fiziksel ve ruhsal spor türüdür. Yogayı aynı zamanda yaşam felsefe diye de düşünebiliriz.
Yoga her yaştan her kilodan insanın yapabileceği bir uygulama olmasıyla birlikte aynı zamanda sürekliliğinde vücudunuz esnekliğini, gücünü, ruhunuzun sağlığını ve huzurunu artırır. Yapılan araştırmalar sonucunda da bir çok uzman yoganın kalbe, bronşite ve astıma iyi geldiği kanaatine varmışlardır. Ayrıca kilo problemleri olan insanların yogayla birlikte kilolarından hızlı kurtulabildiği ve verilen kiloların geri alınmasınıda engellediği bilinen yararlarındandır.
Gün geçtikçe her ülkede yoganın ünü gittikçe yayılırken aynı zamanda bu ün yoganın bir çok türünün ortaya çıkmasına sebeb olmuştur.

 Yoga Türleri

-Hatha Yoga:
Hatha Yoga Batı'da en çok bilinen yoga türüdür ve herkes tarafından uygulanır. Özellikle yeni başlayanlar için uygun bir türdür. Çünkü bu türde bütün yoga duruşları öğrenilir.
Hatha yoga kişiyi Raja Yogaya hazırlar. Hatha yoga, Asanalar (Duruşlar), Pranayama (Nefes egzersizleri) ve Savasana (Gevşeme) ve konsantrasyondan oluşur. Aynı zamanda nefesin haraketin ve meditasyonun bir arada kullanıldığı çeşittir.

-Vinyasa Yoga:
Vinyasa kelime olarak nefesle bağlantılı hareket demektir. Vinyasa yoga Hatha yoganın devamı niteliğindedir. Hatha Yoga'da bie kaç ay geçirdikten sonra bu türü başlayabilirsiniz. Vinyasa Yoga en çok Amerika Birleşik Devletleri'nde popülerdir. Bu türde, Hatha Yoga'da öğrenilen Asanlar biraz daha zorlaşıyor ve bir hareketi yapmadan hemen önce zihin nerede nefes alınıp nerede nefes vereceğini ve yaptığın düşündüğün herşeyin farkında olunmayı öğretiyor. Yoganın temel duruşlarından olan dizler üstünde dirsekler pozisyonuda bu türe aittir.

-Iyengar Yoga:
Iyenger Yoga tıpkı Hatha Yoga gibi herkesin yapabileceği bir türdür. Bu tür adını kurucusundan almıştır. Iyengar Yoga'nın fiziksel ağrıları çok iyi geldiği bilinmektedir. Iyengar Yoga'da zamanla vücut o kadar esner ve rahatlar ki, çok zor bi harekette bile kişi çok uzun zaman kımıldamadan kalabilir.  Iyengar yogaya savaşçı yogasıda denilir. Bu türde en çok yan açı pozisyonu, kafa, omuz pozisyonu ve nefes uygulamaları önemlidir.

-Bikram Yoga:
Bikram Yoga, hamileler dışındaki tüm insanlar için uygun bir türdür. Son derce yoğun bir tempoda yapılan çalışmlar ve zorlayıcı hareketler sayesinde kısa zamanda çok hızlı kilo vermenize neden olur. Ayrıca çalışılan ortamdaki havanın ısısı yüksek derece artırılır. Bu sayede vücuttaki toksinlerinde hızla atılması sağlanmış olur. Yine yüksek kondisyon sağlamanıza ve beden-zihin ilişkinizi güçlenmesine yükse oranda katkıda bulunur.

-Jivamukti Yoga:
Bu türde vücudun zorlanmasından çok, sakin bir şekilde bir odak noktası belirleyerek meditasyon eşliğinde yapılmasadır. Bu sayede zihin sıkıntı veren düşüncelerden arınır ve stresten uzaklaşır.

Telekinezi Nedir ? Nasıl Uygulanır?

0 yorum
Telekinezi Nedir ?
Telekinezi, herhangi bir maddeye fiziksel bir kuvvet uygulamadan, beyin gücüyle haraket ettirmeye denir. Telekinezi her insan doğuştan var olan bir psişik yetenektir. Telekinezi bireyin şuurunu iradî olarak değiştirme ve geliştirme yeteneğine dayanır. Bilim adamları telekinezinin varlığını bir takım elektronik aletlerle ölçmüş ve bu enerjinin varlığı kabul etmişlerdir. Yapılan deneylerinden birtanesini burada paylaşacağım.
Bu deney en çok dikkat çeken ve video kaydı halen varolan bir deneydir.
Mikhailova' dan bir ilginç deneyde yemek masasında gerçekleştirilir.
Olayın tanıklarından Vadim Marin bu enteresan deneyi şöyle anlatır: "
Bn. Mikhailova yemek masasında oturuyordu ve masanın üstünde,
kendisinden belirli bir uzaklıkta bir ekmek parçası duruyordu. O,
konsantre olarak, bakışlarını dikkatli bir şekilde bu ekmeğe yöneltti.
Bir dakika geçti ve bir dakika daha...sonra ekmek parçası hareket etmeye başladı. Kesik hareketlerle ilerliyordu. Masanın kenar kesimine yaklaştığında daha düzgün bir şekilde ve hızla yol aldı. Bn. Mikhailova başını eğdi, ağzını açtı ve sanki bir peri masalındaymış ifadesiyle özür dilerim, fakat bunu başka türlü anlatmaya imkan yok, sıçrayarak ağzına girdi.
Bu deneyde anlaşıldığı gibi Bn. Mikhailova ekmeğe odaklanarak, beyin gücüyle ekmeğin kendine doğru gelmesini sağlamıştır.
Yine Hz.Mevlana'nın kapıları telekineziyle açtığı ve Sema ayini yaparken tüm mumları telekinezi gücüyle söndürüp,yaktığı bilinmektedir.
Başka bir örnek ünlü sufi Hallac-ı Mansur'un hapishanedeki arkadaşı İbni Khafif ile yaptığı konuşmada anlaşılmaktadır.
İbni Khafif sorar:
-Sabır nedir?
Hallac-ı Mansur cevap verir:
–Hapishaneden çıkma imkanı olmasına rağmen burada kalmaktır. (Bu arada hapishanenin duvarlarında büyükçe bir delik açılarak Dicle görünür)

Uygulama
Peki bizde doğuştan var olan bu yeteneğimizi nasıl geliştirebiliriz ?
Bu uygulamaya başlamadan önce daha önce yazıp sizlerle paylaştığım , 'Enerjimiz ve Biz' adlı paylaşımımı okumanızı tavsiye ederim. http://parapsikolojim.blogspot.com/2010/07/enerjimiz-ve-biz-enerji-yaratcnn-en.html  Paylaştığım bu linkte kendi enerji sınırınıza dokunmanız için bir kaç uygula mevcuttur.
Şimdi telekinezi çalışmamıza geçebiliriz.
Öncelikle üzerinde çalışacağımız mekanizmamızı hazırlayarak işe başlayalım.
Gerekli olan malzemeler:
- Silgi
- Toplu İğne
- 5.5 ebatında kağıt
Öncelikle toplu iğnemizi silgimizin ortasına düz bir şekilde biraz batırıyoruz. Daha sonra kestiğimiz 5.5 ebatındaki kağıdımızı ortadan ve yanladan katlıyoruz. Kağıdı geri açtığımızda katlama izleri gözükmelidir. Daha sonra kağıdımızı silgi üstünde duran toplu iğnemizin üstüne koyuyoruz. Kağıdı delmeyin yalnızcı toplu iğnenin üstüne sabitleyin.
Aşağıdaki tobloda kağıdı nasıl hazırlayacağınız gösteriliyor. ( Tabloda kağıdı 4.4 ebatında almış, 5.5 daha iyi olur. )





Eğer herşey tamamsa mekanızmanız hazır demektir. Bu mekanızmaya psi_whell diyoruz.
Şimdi çalışmamıza başlamadan önce ortamda hava sürkülasyonu yapabilecek bütün kapı ve pencereleri kapatıyoruz. Elleriniz kuru ve yalnız olursanız çalışmanızdan daha iyi verim alabilirseniz.
İlk olarak aklınızdaki bütün düşüncelerden arınmaya çalışın. Kendinize güveniniz tam olsun. Eğer aklınızdan hala düşünceler geçiyorsa, kısa bir sürü gözlerenizi kapatıp bütün düşüncelerin aklınızdan uçup gittiğiniz hayal edin ve derin derin nefes alıp verin. Tam olarak konsantrasyonunuzu sağlandığınıza eminseniz başlayabilirsiniz. Öncelikle ellerinizi hızlı bir şekilde bir süre birbirine sürün. Daha sonra mekanızmanıza 30 derecelik açıyla yukarıdan bakın ve mekanızmanızla aranızdaki uzaklık yaklaşık birbuçuk karış olsun. Kağıda odaklanın ve beyninizden ellerinize doğru yoğun bir şekilde enerji aktığını imgeleyin. Gerçekten inanıp ve tam bir konsantrasyon sağlayabilirseniz, bir süre sonra ellerinizin karıncalaştığını hissederseniz. Daha sonra ellerinizdeki bu enerjinin küçük bir hortum oluşturarak kağıda yavaşça döndürdüğünü imgeleyin. Buraya kadar herşeyi eksiksiz bir şekilde yapabilirseniz, kağıdınız dönmeye başlayacaktır. Eğer dönmezse sakin olun, şimdi olmaz ise bir dahaki sefere kesin olacaktır. 15 dakikalık molalarla çalışmalarınıza devam edin. Eğer sabah uyandıktan 20 dakika sonra denerseniz daha iyi bir sonuç alabilirsiniz. Çünkü zihninizin en rahat olduğu zamanlar uykudan uyandıktan sonraki yarım saatlik dilimdir.
Başta da bahsettiğim gibi telekinezi her insanda varolan bir yetenektir. Ve açığa çıkarmanın tek yolu kendine güven ve yapabileceğinizden şüphe etmemektir.

Meditasyonun Önemi

1 yorum
Meditasyon bireyin iç huzura ulaşmasına ve ruhunun özüyle tanışmasına olanak sağlayan bir kişisel gelişim yöntemidir. Birey bu uygumalada en rahat ettiği pozisyonda oturarak, genelde önceden hazırlanmış meditasyon müziklerini dinleyerek iç benliğine ulaşır.
Meditasyonun yararları saymakla bitmez. Konsantre bozukluğu, dikkatsizlik, psikolojik sorunlar vb. her türlü sorunları aşmak için etkili bir yöntem olmasıyla bereber, aynı zamanda maneviyatında güçlenip, hayata karşı yepyeni bir bakış açısına sahip olamımızı sağlar.
Sürekli uygulanması halinde yaşamın bütün stres ve sıkıntılarından kurtulup, yüksek benliğimizi ve bilincimizi daha yakından tanımamıza olanak sağlar.

Ruhsal gelişmede sezgisel bilginin rolü azımsanamayacak kadar çoktur. Aklın, mantığın hatta bilimin çözüm bulamadığı bir çok sorunun cevabını meditasyon sayesinde berraklaşıp, farklı bir bakış açısı bulan zihnimiz ve ruhumuz sezgi yoluyla ulaşır.


Meditasyonun bir diğer ilgi çekici yanı ise her dinin içinde olması, her dine uydurulabilmesidir. Bütün dinler kendilerine göre doktrinler ortaya atıp, birbirlerinden farklı amaçlara hizmet ettiklerini savunsalarda hepsi özü bulmayı hedeflemiştir. Bunun için de farklı isim ve uygulamalarla hepsinin yolu meditasyondan geçmiştir. Çünkü meditasyon kendini tanıyıp, özü bulmaktır. Öz yaratandır. Meditasyonda özle bir olup , onu hissettmek için en etkili yöntemlerden biridir.
Ayrıca meditasyon, vücudu saran enerji alanı olan auranın, negatiflikten arındılırılıp bu sayade çakralardaki tıkanıklıkların temizleyerek fiziksel olarak sağlıklı bir yaşam sürmemezi sağlar. Çünkü her çakranın kontrol ettiği organlar vardır ve çakralar gerekli enerjiyi baktıkları organlara sağlayarak daha sağlıklı olmalarını sağlarlar. Aynı zamanda bizleri öfke, sinir, kızgınlık, kırılganlık gibi negatif duygulardan da arındırıp, bunlar yerine sevgi, evrenle uyum içinde olma, bağışlayıcılık gibi olumlu duygularla kuşatıp, farkındalığımızın artmasına sağlar.

Sonuç olarak hepimizin mutlu ve sağlıklı bir yaşam sürderebilmemiz için işimizi, evimizi, ailemizi, çevremizdeki insanları, en önemlisi kendimizi sevmemiz gerekir. Bununda yolu ruhi bunalımlardan arınmakta geçer. Ruhi bunalımlarında ilacı meditasyondur. Tıpkı bir zincir gibi..

Sübliminal Nedir ?

1 yorum
Sübliminal görsel ve yazılı basında ara sıra duyduğumuz bir kelimedir . Eğer biraz akşam haberlerini izliyorsanız illa ki görmüşsünüzdür bu sözcüğü. En son Türkiye' de bir kaç ay önce 'Türkiye Subliminal tehditi altında' başlıklı haberler çıkmaya başlamıştı. Aslında haber başlıkları sorunun içeriğine göre az bile kalıyordu. Çünkü bu tekniği kötü amaçla ve yaygın şekilde sıkça kullanan ülkelerden biriyiz.
Malesef ki Türkiye`de ki büyük firmaların ticari kaygıları nedeniyle tüketici, yayınlanan reklamlardaki kızılötesi ışınlar ve düşük frekanslı tanıtımlar sayesinde düşüncesizde etki altına alınıyor.
Avrupa ülkelerinde ise subliminal mesaj kavramını bilen ve kendi hayatlarında iyi yönde uygulamayan insanların sayısı oldukça fazla.
Peki nedir bu sübliminal?  Ne işe yarar?

Subliminal mesaj ;
bireyin duyu organlarıyla algılayamadığı, yalnızca bilinçaltının algılayıp şartsız koşulsuz kalıca hafızaya aktırdığı gizli mesajdır. Bu sayede birey, verilen telkinin içeriğine göre o konu hakkındaki düşünce ve duygularını kontrol edemez. Verilen telkinde geçen her cümle ya da görüntü bireyin tıpkı su içme, yemek için alış veriş yapma gibi, yapılması gereken bir ihtiyaçmışcasına görülmesine sebeb olur. Yani o konu hakkında kişi özgür iradeye sahip olamaz.
Subliminal mesajların yaygın olarak kullandığı iki çeşidinden burada biraz bahsedeceğim.
Bunlardan biri 'görsel subliminal mesajlar'dır.
Görsel subliminal mesajlara en bilindik örnek elbette ki Coca Cola reklamlarıdır. Eskiden sinamalarda reklam aralarından sonra, filme geçmeden önce anlık bir görüntü gelip geçerdi. Görüntüde Cola Cola'nın reklamı ve logosu mevcuttu. Ama hiç bir bilinç bunun gerçekte ne anlama geldiğini algılayamazdı.Bilinçaltı görüntünün içerdiği telkini alırken, bilinç karşı koymaz ve verilen telkinleri hemen kabul eder. Doğal olarak film çıkışında da izleyiciler ürüne akın ediyordu.
Reklamlar bu tekniğin en yaygın kullanım alanlarından biridir.
Bu teknik reklamların dışında çizgifilmler, sinema filmleri vb alanlarda da kullanılıyor.

Diğer bir çeşit olan işitsel subliminal mesajlarlar, telkin mesajlarının en yaygın ve en etkili çeşididir.
İnsan beyni hepimizin bildiği gibi belli bir düzeydeki frekans aralarındaki sesleri duyabilir. Bu şekilde hazırlanan telkinler, özel bir program ile beyinin algılamayacağı frekansa ayarlanıp, dijital ses dosyalarının içine kaydedilir. Mesajda verilen telkinler direk olarak alfa boyuntundan kaydedilir. Böylece bilinç bu sesi duymaz ama bilinç altı duyar. Bilinç karşı koymadan bilinç altına aktarılan bilgiler kabul edilir. Tıpkı görsel subliminaldeki teknik gibi.

Subliminal mesajların tehlikesi kullanım alanlarına göre farklılık gösterir. Eğer bir reklam şirketi sübliminal içerik kullanıyorsa, bu çok tehlikeli olabilir. Çünkü reklamı gören ya da duyan kişi reklamın içindeki telkinde neler geçtiğini bilemez. Bu da bilinçaltımızı hiç tanımadığımız insanlara emanet etmekten başka hiç bir şey olmaz. Sonuç olarak kişi ağır depresyona girebilir, kendine ya da çevresindekilere zarar bile verebilir.

Subliminal mesajların en yararlı amaçla kullanıldığı alan şüphesiz ki kişisel gelişim ve psikolojidir. Subliminal mesajların en güvenilirlisi ve faydalısı hiç kuşkusuz bu alandan çıkan eserlerde mevcuttur. Mesajı hazırlayan kişi özel bir yazılımla kesin cümleler içeren telkinleri duru bir meditasyon müziğinin üstüne kaydeder.
Kaydedilen telkinlerden birkaçı şöyledir ;

Sigaradan nefret ediyorum,asla ağzıma sürmem.
Ben çok mutluyum !
Ben parayı kendime çekerim
Psikolojim çok iyi ve her sabah gülerek uyanırım.
İdeal kilomdayım
İsteklerime sahip olmayı seçiyorum
Mutlu ve huzurluyum

Bu tür kesin yargı içeren mesajlar sayesinde birey daha mutlu ve sorunsuz bir yaşam sürebiliyor.
Son olarak; bilgisayarımızı yanlış kodlamalarla iş görmez hali getirebiliriz. Bilinçaltımızıda tıpkı bir bilgisayar gibidir. Bu nedenle izlediğimiz, gördüğümüz ve duyduğumuz herşeye dikkat etmemiz gerekir. Zira insan beyni büyük ve kusursuz bir yazılımdır, bu yazılımın kodlarıyla oynama çok yanlış sonuçlar doğurabilir.

Enerjimiz ve Biz

1 yorum
Enerji yaratıcının en kusursuz hediyelerinden biri şüphesiz. Bu büyük güç yaşamın her alanında düzenli ve sistematik bir şekilde her canlıda mevcut. Gözle görübilir olmadığı için beş duyu organımızla algılayamayacağımız gibi ancak hissedebilir ya da başka bir objeye etkisini gözlemleyebiliriz. Yani enerji, kendini somut madde olarak değil ama hareketle gösteren bir kuvvette denilebilir.

Günlük hayatımızda, işe veya okula giderken ya da evimizdeyken herşeyi o kadar monoton bir şekilde yaşıyoruz ki anın varlığını çoğu zaman unutuyoruz. Çoğu işimizde bedenimiz farklı aklımız farklı yerlerde oluyor. Hatta eminim şu anda bu yazıyı okuyan pek çok kişi yazının içeriğini, okuduğu cümleyi anlamadan göz gezdirip geçiyor. Bu da içimizdeki enerjinin bölünüp yanlış ve faydasız kullanılmasına neden oluyor.


Peki içimizdeki enerjimizi nasıl hissedebiliriz?

Bunun için başlangıç çalışmalarımda eserlerinde büyük ölçüde faydalandığım Chislane Martel'in ''enerjiyi hissetmek'' adlı alıştırmasını, kendi eklemelerimle birleştirip sizlerle paylaşacağım.
Alıştırmaya başlamadan önce yukarıda bahsettiğim gibi anın farkına varmınızı istiyorum.
Öncelikle 5 defa derin derin nefes alıp verin. Bunu yaparken nefesi burnunuzdan alın, ağzınızdan verin ve gözleriniz kapalı olsun.
Şimdi ellerinizi yaklaşık 5 - 10 cm uzaklıkta birbirine bakacak şekilde karşılıklı tutun.
Çok yavaşça, gidip gelen bir hareketle aralarındaki uzaklığı arttırarak ellerinizi yaklaştırıp uzaklaştırın.Bunu yaparken konsantre olun. Eğer gerçekten konsantre olabilirseniz elleriniz arasında oluşturduğunuz enerjiyi hissedebilirsiniz.
Daha sonra ellerinizi yaklaşık 30 cm birbirinden uzaklaştırın. Çok yavaşça, hafif bir basınç hissedene kadar, tekrar yaklaştırın. Şu an, vücudunuzun enerji sınırına dokundunuz.
Eğer emin değilseniz, alıştırmayı çok daha dikkatli bir şekilde tekrar edin. Yalnız daha önce, enerjiyi harekete geçirmek için, ellerinizi hızlı bir şekilde birbirine sürtün.
Eğer fırsatını bulursanız, bu alıştırmayı bir çocukla, oyun şeklinde deneyin. Ellerinizi (sizin sağ eliniz, onun sol eli) yavaşça yaklaştırın ve herhangi bir şey hissettiğinde size "evet" demesini isteyin.
Onun, bu enerjiyi ne kadar çabuk "hissettiğini" görünce şaşıracaksınız. Aynı şey sizin için de geçerli, çünkü çocukların enerjisi çok daha saf ve kuvvetlidir.

Alıştırmayı tamamladıktan sonra ellerinizi yıkamanızı tavsiye ederim. Bu küçük alıştırma sayesinde artık sizde enerjinizin farkına vardınız. Daha sonraki yazılarımıda enerjimizin etkin kullanımını ele alacağız.
İçinizdeki büyük gücün farkına varmanız dileğiyle..